Çakır: “Mersin Ekonomik Gelişmişlikte büyük sıçrama yaptı”
Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından yapılan illerin sosyo ekonomik gelişim seviyesini ölçen Sosyo Ekonomik Gelişme Endeksi Raporu’nda (SEGE) Mersin’in 12 basamak birden yükselerek Türkiye’nin en gelişmiş 13’üncü ili konumuna geldiğini kaydeden MTSO Yönetim Kurulu Başkanı Hakan Sefa Çakır, “Göreve geldiğimizden beri Mersin’in yüksek potansiyelini her fırsatta söyledik. Kentimizi bu noktaya taşıyan etmenlerin arkasında bizler varız, iş dünyasının çabası var. Bunu görmeli, Mersin’i parlak geleceğe hazırlamalıyız. Ortak akılla doğru planlamalar yaparsak ilk sıralara çıkacak durumdayız. Hepimiz tek vücut olup aynı hedefe kürek çekmeliyiz” dedi.

Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) Kasım ayı Meclis Toplantısı Meclis Başkanı Hamit İzol Başkanlığı’nda düzenlendi. Meclis Üyelerinin ekonomik konular ve sektörlerine yönelik değerlendirmeleri sonrasında söz alan Yönetim Kurulu Başkanı Hakan Sefa Çakır, Kasım ayında oda tarafında organize edilen çalışmaların detaylarını özetledi. Ardından ekonomik değerlendirmelerde bulundu.
“4 ana başlıkta Mersin en gelişmiş 8 il arasında”
SEGE Raporu’nun 8 ana başlıkta 52 değişkenle yapıldığını bildiren Çakır, Mersin’in 81 il arasında 25’inci sıradan 13’üncü sıraya yükseldiğini açıkladı. Bunun çok önemli bir yükseliş olduğunu vurgulayan Çakır sözlerini şöyle sürdürdü:
“Uzun süredir Mersin’in ekonomisiyle hızlı büyüdüğünü söyledik. Planlamaya, birlikte ortak akıl oluşturmak gerekliliğine ve eksik yatırımlara dikkat çektik. SEGE verileri bizim bu tespitimizi bilimsel rakamlarla ortaya koymuş oldu. SEGE verileri ve kriterlerinde çevremizde Antalya dışında, en gelişmiş kentin Mersin olduğu ortaya kondu.”
Raporda değerlendirilen 8 ana alanı, ‘Demografi, İstihdam, Eğitim, Sağlık, Rekabetçilik ve Yenilikçilik Kapasitesi, Erişilebilirlik, Mali durum ve Yaşam Kalitesi’ olarak sıralayan Çakır, “Bu 8 alana tek tek baktığımızda, toplam ortalamada Mersin en gelişmiş 13’cü il olsa da, Rekabet ve yenilikçilik, mali durum, erişilebilirlik ve yaşam kalitesinde en gelişmiş ilk 8 il arasında yer aldı” dedi.

“SEGE verileri Mersin’in ekonomideki lokomotif il olduğunu gösterdi”
Çakır raporu şöyle özetledi:
“Mersin, mali değişkenlerde güçlü bir konumda. Kişi başına vergi ödemede Türkiye 5’incisi, erişilebilirlikte Türkiye’de en gelişmiş 9’uncu il. İhracat ramaklarımızla, imalat sanayi payımızla, sanayide enerji tüketimiyle, yabancı sermayeli şirket sayısı ve ar-ge harcamaları, teşvik belgeli yatırımlar ve turizmde yatak sayısı gibi kriterlerle, rekabet ve yenilikçilikte 9’uncu gelişmiş il. Turizmde; sertifikalı yatak sayısında ve ihracatta 7’inci sırada. Tarımda, Türkiye tarım üretiminin %3.8’ini üreterek 4’üncü. Yabacı sermayeli şirketlerde önemli bir yerdeyiz. Yabancı sermaye çekme kapasitemiz olumlu seyirde görülmüş. Güçlenen imalat sanayimiz rakamlara yansıyor. Orta-yüksek teknolojili sektörlerde istihdamımız artıyor. Güçlü dış ticaret göstergelerimiz var. Tüm bunlar 2025 yılında, tüm alanların ortalamasında Mersin’i sosyo-ekonomik gelişimde Türkiye’nin en gelişmiş 13’cü kenti yapmıştır.”
Veriler Mersin’in sağlık yatırımlarına ihtiyacı olduğunu gösteriyor
Raporda Mersin’in zayıf yanlarına değinildiğini de kaydeden Çakır, “Eğitimde 2017 yılına göre 5 adım yükselmiş olsak da, okullaşma oranımızda, eğitmen sayımızda eksikler var. Mersin iş dünyası olarak bu konuda elimizden gelen her desteği veriyoruz. Sağlık alanında; hastane sayımız, hekim sayımız gibi konularda sorunlarımız var. Ama bu noktada, son 10 yıldır geçici koruma altındaki sığınmacılardan, depremzede kardeşlerimize kadar yüzbinlerce insana kucak açan Mersin’in bu eksikleri devletimiz tarafından görülecektir. Zaten bu SEGE çalışmasının en önemli nedeni de, bunları görüp bu bilimsel verilere göre kamu yatırımlarını planlamaktır. MTSO olarak bu eksiklerin de takipçisi olacağız. Mersin’i geleceğe birlikte hazırlamalıyız. Bu makamlarda olmamızın amacı budur. Bu, Mersin’e hem borcumuz hem sorumluluğumuzdur” dedi.

Çakır, IMF raporunu da değerlendirdi
Toplantıda, Kasım ayında yayımlanan IMF Raporu’nu da değerlendiren Çakır, raporda ekonomi yönetimine ilişkin olumlu görüşlerin yanında yüksek enflasyonun şirketler açısından önemli bir risk olarak gösterildiğini belirtti. Döviz borçlanmasının çok arttığının belirtildiği raporda kurların düşük kalması nedeniyle döviz likiditesinin ise yüksek olduğunun kaydedildiğini söyledi. Bunun risk olarak gösterildiğini vurgulayan Çakır, döviz kredilerinin yalnızca ihracatçı firmalara verilmesi önerisinin sunulduğunu aktardı. Vergide tabana yayılan bir reform ihtiyacına işaret edildiğine de değinen Çakır, bu anlamda artan gelir uçurumlarına yönelik verilen sosyal desteklerin etkin şekilde devam etmesi vurgulandığını söyledi.




