ÇEYREK PORSİYON UMUTLARIM

“ Karamsar her fırsatta bir felaket, iyimser her felakette bir fırsat görür.” Mutlaka karamsarlıkla her fırsatı bir felaket olarak çağrıştırmayı bir tarafa bırakıp, felakette olsa her felakete fırsat olarak bakıp kendimiz, ailemiz ve çevremiz açısından müspet çıkarımlar yapmalıyız. Aslında karamsarlığı birazcık da olsa bir tarafa bırakıp,  biraz iyimser olabilsek birçok şeyin üstesinden geleceğiz. Mesela bizim asık suratlı ve tebessüme mesafeli olmamız birçok olumsuzluğun habercisi… Çocuğunuz varsa sürekli bir asık suratın çocuğunuzun ruhsal dengesinde nasıl bir tahribat oluşturacağını söylemeye gerek yok sanırım. Veya bir arkadaşınız veya eşinizle birlikte olduğunuz bir ortamda hep karamsarlıkla paralel ortak bir yaşam ne kadar çekilebilir olur? Karamsarlıkla yaşamanın götüreceği yer, majör depresyonla endeksli büyük depresif hezeyanlardır. Bunun için olumsuz ve sürekli tepkisel reaktif bir bakış açısını bırakıp yaşama hep müspet bakan çözümcü ve sorunu kendi iç dinamiklerinde içselleştirebilen proaktif bir bakış açısı konusunda yarından tezi yok bir tercih yapmalıyız.  Ve her ne olursa olsun birazcık tebessümü çok görmediğimiz gibi birazcık tebessümünde bize çok görülmemesini istemeliyiz. Aslında tebessümü hoyratça kullanmamızda da bir sakınca yok. Ayrıca birazcık tebessüm için bir ödeme yapmakta gerekmiyor. Heybemizin katıksız azığı umudu,  bizi bir an güzel hayallere uyandıracak tebessümü heybemizden eksik etmemeliyiz.  Belki muhtaç birilerine lazım olur umuduyla… Belki de tebessümün dinmeyen gözyaşlarını dindirecek bir meçhulün beklentisiyle… Çeyrek porsiyonda olsa umutlarımı korumaya devam ediyorum. 2021’e girerken ‘’umutla kalın, tebessümle yaşayın!’’