“HPV AŞISI ÜCRETSİZ OLMALIDIR”
Mersin Barosu Kadın Hakları Merkezi tarafından, rahim ağzı kanseri farkındalık ayı kapsamında “HPV ve Aşı Hakkı- HPV Aşısının Bedelinin İadesi Davaları” konulu panel düzenlendi. Panelde, ilk kez bir kanser türünün aşı sayesinde yok olacağı belirtilerek, HPV aşısının ücretsiz olması gerektiği, aşı yaptıranların ise HPV aşısı bedelinin iadesinin davası açarak, ücretsiz sağlık hakkı mücadelesi vermesi gerektiği ifade edildi.
Mersin Barosu yönetim kurulu üyeleri, Mersin Barosu Kadın Hakları Merkezinden sorumlu yönetim kurulu üyesi Av. Çiğdem Ataş Erçolak, avukatlar, Önce Çocuklar ve Kadınlar Derneği üyelerinin katılımıyla, Mersin Barosu Kadın Hakları Merkezi Başkanı Av. Arzu Günay’ın moderatörlüğünde Mersin Barosu konferans salonunda gerçekleşen seminerde; Eczacı Cem Kılınç, “Kanser faktörleri, HPV tipleri, HPV aşısının önemi, aşı hakkı, sağlık politikaları”, Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Op. Dr. Aslı Bilekdemir, “HPV aşısını kimlerin ne zaman yaptırması gerektiği, erken teşhisin önemi”, Mersin Barosu / Önce Çocuklar ve Kadınlar Derneği Üyesi Av. Derya Demir, “HPV Aşısının Bedelinin İadesi Davaları” hakkında sunum yaptı.
ERÇOLAK: “HPV AŞISI 149 ÜLKEDE ÜCRETSİZ YAPILIYOR”
Panelin açılış konuşmasını yapan Mersin Barosu yönetim kurulu üyesi Av. Çiğdem Ataş Erçolak, rahim ağzı kanserini yok eden HPV aşısının 149 ülkede ücretsiz yapıldığını belirterek, “Baromuz tam bir yıl önce kamuoyu farkındalık çalışması kapsamında 6 kadın öğrencinin aşı olmasına katkı sunmuş ve akabinde yine bilgilendirici panel düzenleyerek, aşının ülkemizde de ücretsiz olması için başlatılan mücadelenin bir parçası olmuş, geçtiğimiz süre boyunca konuyla ilgili farkındalık çalışmaları yapmış, diğer barolara ve Türkiye Barolar Birliği’ne de bu konuda çağrı yapmıştır. HPV aşısı ücretsiz olana dek Mersin Barosu olarak üzerimize düşen tüm yasal sorumluluklarımızı yerine getireceğimizi bir kez daha yineliyoruz” diye konuştu.
KILINÇ: “DÜNYADA HER YIL 350 BİN KADIN RAHİM AĞZI KANSERİNDEN YAŞAMINI YİTİYOR”
Daha sonra sunum yapan Eczacı Cem Kılınç; beslenme, barınma koşulları, çalışma yaşamı, psikolojik etkenler, çevresel etkenler, ideoloji, sağlık hizmetlerine ulaşım olanağı ve medya aracılığıyla toplumda yaratılan algıların kanser riski üzerindeki etkisi hakkında bilgiler vererek bilime inanılması gerektiğine vurgu yaptı.
HPV tipleri, HPV enfeksiyonun oluşumu ve gelişimini anlatan Kılınç, HPV aşısının erken yaşta yapılmasının kanserin önlenmesinde çok önemli olduğuna dikkat çekerek, “Katil aşk değil, sizi 9 yaşın da aşılamayanlardır” diyen Kılınç, “HPV aşısının rahim ağzı kanseri başta olmak üzere, birçok kanser türüne karşı etkili olmaktadır. Cinsel yaşamı aktif olan kişiler, aşı olmuş olsa bile belirli periyotlarda mutlaka taramandan geçmesi gerekmektedir. Böylelikle erken teşhis sağlanmış olur” ifadesini kullandı.
“ÇOCUKLARIMIZDAN AŞI HAKKI KAÇIRILIYOR”
Dünyada her yıl 350 bin kadının rahim ağzı kanserinden yaşamını yitirdiğine dikkat çeken Kılınç, “Rahim ağzı kanseri, çok erken yaşta görülen bir kanserdir ve hastalığın 18 yaşında pik yaptığını görüyoruz. HPV aşısı tedavi etmez, sadece kanserden korur. Sizde HPV pozitif çıksa bile aşıyı yaptırabilirsiniz. Çünkü bu aşı, sizdeki virüs tiplerinin dışındaki virüslere için de etkili olacaktır. HPV aşının 9-14 yaş arasında yapılması gerekmektedir. Dünyada bu aşılar ücretsiz yapılıyor ama sadece ülkemiz bu aşıdan ücretsiz faydalanamıyor.
Türkiye’de kanser olabilme özgürlüğü var. Yani, ülkemizin sadece yüzde 0.9 bu aşıyı yapılmış. Bu demek oluyor ki, toplumuzun yüzde 99.1’i cinsel yaşamını kanser riski altında geçiriyor. Sağlık Bakanlığı, rahim ağzı kanserine karşı etkin politikalar yürütmesi gerekmektedir. HPV aşısı ücretsiz olmalıdır. Aşı ile önlenebilen bu kanser türü, sağlık politikaları nedeniyle önlenemiyorsa bu bir kadın cinayetidir” şeklinde konuştu.
BİLEKDEMİR: “BİR KADININ, RAHİM AĞZI KANSERİ TÜRÜNDEN ÖLMESİ UTANÇTIR”
Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Op. Dr. Aslı Bilekdemir, erken tanı ile rahim ağzı kanseri ölümlerinin önüne %100 geçilebileceğini belirterek, “Bir kadının, rahim ağzı kanseri türünden ölmesi utançtır. Siz ne kadar dünyanın en iyi sağlık hizmetlerini insanlara sunsanız da, bir insanı koruyamıyorsanız, verdiğiniz sağlık hizmetlerinin iyi olmasından bahsedemeyiz. Rahim ağzı kanseri önlenebilir bir kanser türüdür. Muayene ağrılı değildir. Sadece 10 saniye sürür. Muayene olmamak için bir bahaneye gerek yok. HPV aşısının hala elimizin altında uygulanabilir olmaması utanç verici. Ücretsiz sağlık hizmetine ulaşmak zor değil. Bizler ülke olarak, ücretsiz sağlık hizmetlerine gelişmiş toplumların ulaştığından çok daha kolay ulaşabiliriz” dedi.
Rahim ağzı kanserinin yüzde 99 sebebinin HPV enfeksiyonundan, cinsel temastan kaynaklandığını belirten Bilekdemir, “HPV aşısı kız ve erkek çocuklarına yapılır. 9-14 yaş arasında 6 ay arayla iki doz, 15 yaş ve sonrasında 2. ve 6. aylarda üç doz, erkeklerde 26 yaşına kadar, kadınlarda 45 yaşına kadar yapılabilir. HPV, belirti vermiyor. Bu nedenle taramalar çok önemlidir. 21-29 yaş arası kadınlar her yıl vajinal muayene olmak kaydıyla, 3 yılda bir simir testi yaptırmalı. 30 yaşın altındaki kadınlarda değişken tarama tipleri var. Yılda bir hem simir testi yaptırabilir veya en güvenli olarak 5 yılda bir hem simir, hem hpv testiyle taranabilir. 65 yaş üstü kadınlar, eğer daha önceki taramalarını düzenli yaptırdıysa taramadan çıkabilir ama yaptırmayanlar mutlaka tarama yaptırmalıdır” diye konuştu.
DEMİR: “ÜCRETSİZ SAĞLIK HAKKI, YAŞAM HAKKI MÜCADELESİDİR”
Mersin Barosu / Önce Çocuklar ve Kadınlar Derneği üyesi Av. Derya Demir ise konuşmasında, ücretsiz sağlık hakkının bir insan hakkı, yaşam hakkı mücadelesi olduğunu vurgulayarak, “Anayasal ve uluslararası sözleşmelerde, Devletin yaşam hakkını koruma yükümlülüğü varsa, cinsiyetten bağımsız olarak tüm insanlara koruyucu, önleyici sağlık hizmeti götürmesi gerekir.
İnsanların cinsel yönelimlerinden bağımsız bir mücadele yürütüyoruz; ama neden bu konuda kadınlara öncelik tanıyoruz? Çünkü en çok kadınlar ölüyor. Sağlık politikası ile kadın cinayeti işleniyor. İnsanlığı kölelikten yurttaşlığa dönüştüren insanlık tarihinin her aşamasında bir mücadele görüyoruz. İnsanlar bugünkü temel hak ve özgürlüklerini mücadele ederek kazanmış. Bize bunun bilgisini tarih veriyor. Hiçbirimize oturduğumuz yerden bu haklar tanınmamıştır” ifadesini kullandı.
Pratik dava süreci hakkında bilgiler veren Demir, insan hakları bir bütündür ama “Sağlık hakkı, yaşam hakkının ayrılmaz bir parçadır. Diğer tüm hakların kullanılabilmesi için öncelikle sağlıklı olmak gerekir. Sağlıklı olmayan, sağlığı korunmayan, ekonomik ve sağlık sorunları çözülemeyen insanın diğer hakları ile ilgili güvencelerinin anlamı olamaz.
“İLK KEZ BİR KANSER TÜRÜ AŞI SAYESİNDE YOK OLACAK”
HPV davalarında bizim tek bir delilimiz var, o da bilim. Dünya Sağlık Örgütü, bilim diyor ki; “Bir kanser türü var ki, bunun bir aşısı var ve belki de dünyada ilk kez bir kanser türü bir aşı sayesinde yok olacak.” Böyle bir bilimsel dayanağımız var açtığımız davalarda. Buradan yola çıkarak Önce Çocuklar ve Kadınlar Derneği olarak aşı bursu kapsamında aşılanan, ekonomik durumu yetersiz olan öğrencilere gönüllü avukatlık hizmeti yaptık.
Bilimsel bilgiler öldürücü bir hastalığın aşı ile yok edilebildiği yönündeyken başta kadınlar olmak üzere tüm halkın sağlığı tehlikeye atılmış ve hastalığı önleyen aşı gibi daha ucuz ve etkili bir yöntem varken, kanser gibi öldürücü bir hastalığa yakalandıktan sonra tedavi edilme ihtimalini tartışmak hem kamuyu zarara uğratmaktadır, hem de kadınlar açısından sosyal ve psikolojik olarak telafisi imkansız zararlara sebebiyet vermektedir.
“HPV AŞISI BEDELİNİN İADESİNİN DAVASI AÇTIK, DÖRT DAVAYI KAZANDIK”
3 doz aşı olanlar aşıların fiş ya da faturasını ekleyerek kişinin bağlı bulunduğu SGK il müdürlüğüne dilekçeyle başvuru yaptık. HPV aşısı, devletin ücretsiz olarak yurttaşlara sağladığı aşı ve ilaçların listesi olan sağlık uygulama tebliğinde yer almadığı için SGK bu talebimizi reddetti. Bu aşı her ne kadar sağlık uygulama tebliğinde yer almasa da, tebliğler, yönetmelikler hatta kanunlar, Anayasa’dan ve uluslararası sözleşmelerden daha alt basamaktadır.
SGK’nın ret gerekçesi, yaşam hakkını ihlal edecek nitelikte ise bu karar yok hükmündedir. SGK bize ret cevabı vererek, sağlık uygulama tebliğinde bu aşı ücretli değil, aşı bedelini size veremem diyerek, hem Anayasa’ya, hem de uluslararası sözleşmeye aykırı davrandı.
Bunun üzerine ilgili SGK’nın il müdürlüğünün bulunduğu yerdeki iş mahkemesinde SGK’ya karşı dava açtık. Davanın konusu, HPV aşısı bedelinin iadesinin davasıdır. Davayı üç doz yaptıranlar için açtık. Bugüne kadar 30 ‘un üzerinde açmış olduğumuz davanın dördünü kazandık. İki davamız reddedildi. Bu davalarda tek dayanağımız bilim olduğu için kimden bilimsel mütalaa alacağımız ve bilirkişi kurulunun doğru oluşturulması çok önemli. Bunlara çok dikkat ettiğimiz takdirde, davalarımız olumlu sonuçlanıyor. Mücadelenin bir parçası olan bu davalar açılmalıdır. HPV aşısının ücretsiz olması için hep birlikte mücadele etmeye devam etmeliyiz” şeklinde konuştu.
Seminerin soru-cevap bölümünün ardından panelistlere teşekkür plaketi takdim edildi.