İslam NATO’su…
ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio’nun İsrail ziyareti ile aynı zamana denk gelen İslam İş birliği Teşkilatı ve Arap Birliği toplantısı esnasında İsrail’in Gazze işgali dünyaya şu mesajı veriyordu.
‘’ABD yanımda ve sizin ne düşündüğünüzün bir kıymeti harbiyesi olmadığı gibi size ve tüm dünyaya rağmen her istediğimi yaparım’’ diyordu.
Gerçi İİT ve Arap Birliği toplantısından bizi yine şaşırtmayacak elle tutulur somut bir şey çıkmadığı gibi kınama ve hep yapıldığı gibi temennilerden öteye gitmedi.
Türkiye dışında ‘’ekonomik abluka’’ ve ‘’güvenlik iş birliği’’ gibi somut önerilerle gelen bir İslam ülkesi neredeyse yok.
Türkiye’nin bu güçlü çıkışının nedeni ‘’ başkasının eli ve güdümüyle kurulmuş bir devlet olmaması, süregelen devlet geleneği ile kendi göbeğini kendisinin kesmesi ve süregelen kendi devletlerini kendisinin kurma’’ devlet aklıdır.
Peki Arap ülkeleri öylemdir. Bugün Arap coğrafyasındaki ülkelerin 100 yıllık geçmişine bakıldığında geçmişlerinde ‘’ İngiliz eliyle kurulan’’ bugün ise ‘’ ABD eliyle korunan’’ yönetimin alt mirasçılarına miras yoluyla geçtiği, devrilmesi geçmişte İngiliz’in bugün ise ABD’nin iki dudağının arasında olduğu kabile devletler kümesi olduğunu görürsünüz.
ABD ve İsrail arasındaki illiyet bağının yani kimin kimi kontrol ettiği belli olmayan, hani yumurta mı tavuktan çıktı yoksa tavuk mu yumurtadan çıktı paradoksunun olduğu bir düzlemde İsrail ne yaparsa yapsın devlet olarak ABD’nin koşulsuz savunduğu, AB’nin sesini çıkartmadığı bir ülke iseniz ne BM nede BMGK'nin uyarı ve kararlarını dikkate alırsınız ne de yayılmacı politikanıza mesafe koyar ara verirsiniz.
İsrail’in, 7 Ekim 2023’ten sonra başlattığı Gazze işgali esnasında bölge Arap devletlerinin homurdanması karşısında Netanyahu'nun ‘’ oturun oturduğunuz yerde sonra koltuğunuzdan olursunuz’’ ifadesi silah ve diplomatik destek gücünü AB ve özellikle ABD’den aldığı bu olağanüstü özgüvenin bir projeksiyonudur.
İsrail denilen terör devleti, kurulduğu 15 Mayıs 1948’den bugüne gasp ederek yıldırarak sürgün ederek sürdürdüğü yayılmacı politikasını ‘’güvenlik doktrini’’ yani kendini savunma adına etrafındakileri etkisizleştirip yok etmek üzerinden şekillendirmiştir.
Ancak zaman içinde anlaşıldı ki bunun aslında topraklarını genişletmeye dönük yayılmacılığına bir kılıf olarak kullandığı yani ‘’ teo-politik’’ eksen üzerinden ‘’arz-ı mevud’’ yani vaat edilmiş topraklar ideali olduğu artık su katılmamış bir gerçek olarak karşımıza çıktığına şahit olduk.
Gazze’yi yerle bir edip Batı Şeria dolayısıyla Filistin’i yuttuktan sonra sıranın Lübnan, Suriye, İran derken en son ABD’nin en büyük üssünün bulunduğu Katar’a saldıran İsrail karşısında; bundan sonrası için bu coğrafyada ki hangi ülke İsrail saldırısının olmayacağından emin olabilir ki?
Bir sonraki sıranın Mısır başta Türkiye, Ürdün, Suudi Arabistan, BAE, Bahreyn veya Kuveyt, bu devletlerin hangileri güvenliklerinden emin olabilir ki?
Elbette ekonomisinden askeri gücüne, nüfusa dayalı demografik yapısından savaşçı bir millet olma fıtratıyla kısaca her boyutuyla Türkiye karşısında bir hiç olan İsrail, ancak ABD himayesiyle Türkiye’ye meydan okuma cüretini gösterebilir.
Ancak Türkiye’nin de aralarında olduğu küresel iş birliği ile 2 milyar nüfusa sahip İslam ülkeleri bir İslam NATO’su kurarsa; hem ABD ve Avrupa karşısında hem de ileride doğabilecek Rusya ve Çin tehdidi karşısında bir caydırıcılık gücü kazanabilir.
Hep söylediğim gibi İsrail gibi terör devletçikleri ancak güçten anlar. Ancak güç ile mukavemet eder saldırıya geçerseniz İsrail gibi devletleri bloke edebilir dizginleyebilirsiniz.
Yoksa İsrail gibi Ortadoğu da ipini koparmış kuduz köpek misali sağa sola saldıran bu terör devletine haddi bildirilmediği sürece kan ve gözyaşı hiç kurumayan bu mazlum coğrafyaya ne barış gelir ne de huzur.
Bu saatten sonra tek yapılacak şey, bölge devletlerin bir güvenlik şemsiyesi altında koltuklarını riske etme pahasına halklarının huzur ve güvenliği için birleşmeleri, sağa sola salya yayan kuduz köpek İsrail azgınlığına karşı, ABD ve Batı'ya hatta Rusya ve Çin'e rağmen bir güç birliği bir ‘’ İslam NATO’su’’ inşa edilmelidir.