Sana ne Dayı?
Eğitim ve öğretim insan yaşamında önemli iki kavram. Eğitirsen iyi insan, eğitemezsen kötü insan yetişir. Öğretmek ise eğitilen insanlara yeni bir bilgi öğretmektir. Eğer bir insanı iyi eğitemezseniz öğrenmenin hiçbir öneminin olmadığını zaman içinde anlarsınız.
Doğadaki tüm varlıklar insanın etrafında döner. Yani insan içindir. Ayrıca canlılar güneşe yönelir. Güneş onlar için yaşamın ta kendisidir. Demek ki varlıklar insan içindir. İnsan ve diğer canlılarda güneş olmadan yaşayamazlar. Neyin ne olduğunu sorgulayabilen ve bunları düşünen tek canlı insandır. Demek ki dünyadaki tüm varlıkların yaşamı için, insanın büyük sorumluluğu vardır. Bu sorumluluk, insanın diğer canlılarla birlikte yaşaması için kurallar getiriyor. Genel anlamı ile bu kuralları içeren davranışlara “Ahlak” diyoruz. İşte şimdi eğitimin işi budur. Ahlaklı insan yetiştirmek. Ebeveynler evde güzel ahlakı çocuklarına küçük yaşlarda öğretecek. Okullarımızın eğitiminde ise toplumla iç içe yaşamanın ahlakını öğretecekler.
50 yıl öncelerinde okullarımızda eğitim verilirken, “eti senin kemiği benim” şeklinde çocuklar okula teslim edilirdi. Yine “Büyüğe saygı küçüğe sevgi” gösterin derlerdi eğitmenler. “Ana gibi yar baba gibi diyar bulunmaz” derlerdi… Yani küçüğün büyüğün nasıl davranması gerektiği öğretilir, ahlakın iyilik olduğu, karşılıksız iyilik yapılmasının gerekliliği öğretilirdi.
Gelelim bu günlere…
Küçük büyüğünü tanımaz olmuş, büyük ise eğitmenliğini bırakıp geçim derdine düşmüş… Henüz 16 yaşlarında bir genç insan, motosikleti ile yolda gidiyor. Yetişmeye çalıştığı bir uğraşı var ki hızlıda gidiyor ve elinde cep telefonu konuşuyor yola bile bakmıyor.
Ara sokaklardaki kaldırımların üzerine park etmiş araçlarla dolu. Yayaların yürümesi imkansız. Karı koca iki yetişkin insan kaldırıma yakın yürüyorlar. Aynı anda telefonla konuşarak motosikletini süren genç köşeden kıvrılıp yola girer girmez o iki insanın üzerine sürer ama neyse ki son anda çarpmaktan kurtulup yoluna devam ederken, yürümekte olan adam, “Elindeki telefonu bırakıp motorunu yola bakarak sürsen olmaz mı?” diye gence serzenişte bulunur. Bulunur bulunmaz genç ise hazır cevap, “Sana ne dayı!” diye bağırır. Uysan kavga çıkacak. Ve her gün haberlere yansıyan sokak kavgalarında gençlerin saldırılarından birini daha duymuş olacaktık.
Bu gençler hem hatalı, hem suçlu birde üste çıkma sözleri söylüyorlar. Sokaklarımız parklarımız, öğrencilerin ve dahası gençlerin küfürlü argolu ahlaksız konuşmaları ile dolu. Bu gençleri kim nasıl eğitiyor. Nerede öğreniyorlar argo sözleri…
Artık gelecek nesili kurtarmak için yetişkinlerimiz EĞİTİME yönelseler mi… Eğer tedbir alınmazsa her birimiz: “Sana ne dayı” sözlerini çok duyacağız!
Sağlıcakla Kalın!