Devlet soyut bir kavram olsa da sen-ben gibi canlıdır. Diridir. Senin nasıl hakların varsa devletinde hakları vardır. Devletin hakkını korumaz isek devlet zarar görür. Zarar gören bir devletin kurucuları da elbette zarar görmüş olur. Sen-ben yani bizler zarar görürüz. Devletin zarardan korunması için haklarına sahip çıkılması gerekir. İnsanın nasıl ‘insan hakları’ varsa devletin de hakkı elbette olacaktır Nedir o hakları: Devletin hukuki varlığı, belli bir sınırları olan toprağı, temsil edilen bayrağı gibi temel kavramlardan ibaret olan hakların korunması ve sahiplenilmesidir. Kim koruyacak? Devleti kuranlar yani sen-ben dolayısı ile bizler koruyacağız. Millet koruyacak. Millet kendi içinden seçeceği temsilciler vasıtasıyla bunu gerçekleştirecek… Vatandaşlara düşen görev ise, devletine içeriden ve dışarıdan hiç kimselere laf söyletmeyecek. Devletini sahiplenecek. Örneğin bugünlerde Doğu Akdeniz’de devletimizin hakkı olan doğal kaynakları bulmak için yaptığı sismik araştırmaya engel olmaya çalışan emperyalist ülkelere karşı mücadele etmek gibi… Bu mücadeleyi devletimizi temsil eden hükümet yaparken, hükümete sırf muhalefet olsun diye, barış istemek gibi alakasız istekler ile devletin haklarından vazgeçilmesini savunmak doğru değildir. Bunun gibi Suriye’de, Irak’ta velhasıl Ortadoğu’nun birçok ülkesinde, Batı Trakya’da, Ege sularında,  devletimizin hakları vardır. Bu hakları istemeliyiz. Hak istemek birilerinin iddia ettiği gibi savaş ya da çılgınlık değildir. Örneğin hain FETO kalkışması devlete yapılmıştır. Devletin yıkılması için bombalar mecliste bile patlatılmıştır. Milletimiz ne yaptı karşı durdu. Çünkü teröristlere karşı hükümet kararlı ve dik duruş sergiledi. Aksini düşünmek bile istemiyorum..Çünkü 1960’da 1971’de 1980’de 1997’de acı tecrübeleri yaşadık ve 2016 yılının 15 Temmuz’unda bir kez daha acı yaşatmak istediler ama Türk milleti buna izin vermedi ve dünyaya bir kez daha örnek ülke oldu. Barış barış diyenlerin, barış isteriz diye nakarat yapanların amaçsız ve hedefsiz olduklarına dikkat çekmek isterim. Onlar insan hakları derler bir zümreyi öne çıkarırlar, demokrasi derler kendileri uygulamazlar. Devletin hakkı dendiğinde umursamazlar… Devletin hakkını istemez isek, gün gelir hiçbir hak iddiasında bulunamaz hale geliriz. Güçlü devlet olmanın, huzurlu ve mutlu millet olmanın yolu kudretli olmaktan geçer. Türkiye Cumhuriyeti Devleti güçlüdür, kudretlidir ve haklarını isteyen bir yapıdadır. “Devletimiz ebed müddet yar” olmalıdır. Sağlıcakla kalın