KÜL OLAN VİCDANIMIZ…
KÜL OLAN VİCDANIMIZ…
Susturulmaktı tek amaç
Biri doğayı susturuyordu, diğeri düşünceyi.
Tek suçları,
Doğanın ağacı savunması, Sanatçının ise sözü.
Bundan otuz iki yıl önce takvimler 2 Temmuz 1993 yılını gösterdiğinde Sivas’ta bir yangın içimizi yaktı. O şairlerin, türkücülerin, sanatçıların sesleri Madımak otelinin duvarlarında yankılandı. Ve oraya hapsoldu. Otuz üç canımız ateşle susturuldu.
Aynı bugün yanan Manisa, Aydın, İzmir dağlarındaki ormanlarda ki ağaçlar, hayvanlar ve kuşlar gibi…
Madımakta camdan bakan o korku dolu bakışlar gibi ormanlarımızda yanan ağacın, bir tavşanın, kuşun, insanın bakışında gördüm aynı korkuyu.
Biz insanı da doğayı da sevmeyi henüz tam olarak öğrenemedik. En değerlilerimizi koruyamıyoruz. Madımak Oteldeki küller ile ormanlarımızdaki küller ellerimize yapışmış durumda. Daha bu küllerin izi dururken yeni küller ekliyoruz.
Seferihisar’da alevlerle boğuşan zeytinlikler, çam ormanları, göğe yükselen dumanlar suskunluğun, ihmalin ateşidir. Madımakta yanan Metin Altıok’un dizeleri gibi yanmıştır ormanlarımız.
Omzumda bir kesik el,
Ki durmadan kanar.
Ah kavaklar, kavaklar...
Acı düştü peşime ardımdan ıslık çalar.
Asım Bezirci’nin kalemini, Nesimi Çimen’in sazını, Hasret Gültekin’in mısralarını, Edibe Sulari Ağbaba’nın sesini, Muhlis Akarsu’nun sözlerini yaktılar.
Asaf Koçağın 35 yaşında fırçasını eritip karakalemini yaktılar. Daha onlarca insanımız aynı ateşte yandı.
Geride kalan bizler ise bu gericilerin ateşi ile her yıl yanmaya devam ediyoruz.
Tek yaptıkları memleketime oksijen vermekti. Ormanda yanan canlılarımızın belki çığlığı yok ama biz bu sessiz çığlığı duymazsak insanlığımız küle döner.
Unuttuğumuz her şey bir gün geri döner bizi bulur. Bugün yakılan ormana, yakılan otele ses çıkarmazsan daha çok söndüremediğimiz yangınlarda buluşuruz.
Doğayı da sanatı da insanı da korumak istiyorsan UNUTMA!
Bir yangını söndürmek için suya değil vicdana ihtiyacımız var. Ozanlarımızla, sanatçılarımızla, ormanlarımızla aynı ateşte yandık biz.
Şimdi aynı küllerden yeniden doğmak zorundayız.
Ateşle sınandık, küle döndük,
Şimdi vicdanımızla yeniden doğma zamanı…