Su ihtiyaçtır ihtiyaç olmasına ama asıl mesele suya duyulan saygıdır.

SUYUN BİTTİĞİ GÜN…

“Suyun kıymetini yağmur durunca,

Toprağın kıymetini kuraklık başlayınca,

İnsanın kıymetini kaybedince anlarsın.”

Su ihtiyaçtır ihtiyaç olmasına ama asıl mesele suya duyulan saygıdır. Bir gün marketten aldığımız bir şişe su, paradan daha değerli olduğunda neyi kaybettiğimizi daha iyi anlamış olacağız.

17 Haziran Dünya Çölleşme ve Kuraklıkla Mücadele Günü olarak anılıyor. 1994 yılından günümüze dünya böyle anmaya başladı. Çünkü sulak bölgeleri bir bir kaybeder olduk.

Su demek yaşam demektir. İnsanımız abartıyı o kadar çok seviyor ki ölçüsüz, sınırsız, dipsiz davranmayı seviyor. Elimizdekinin değerini ancak gittiği zaman anlıyoruz. Yeşil örtümüz yeni yapılan binalarla yok oluyor. Ekonomik kaynaklar üzerinde suyun az olması büyük yükler oluşturmaya başladı.

Plansız sulamalar, toprağın dinlendirilmemesi, yanlış zirai ilaçlama toprak kayıplarına sebebiyet vermekte.

Yazlık bölgelerde suyun az olması sebebiyle bahçelerin sulanmaması kararı alınıyor. Bayram boyunca su kesintileri yaşadık. Durum böyleyken titizlik uğruna bol sularla balkon yıkamak, evlerin önüne sular dökmek her metre küpte yok olan yaşantımızdır.

Türkiye’m dört bir tarafı denizlerle çevrili ülkem su problemini hissedilir ölçüde yaşamaya başladı. Afrika ülkelerindeki insanların kilometrelerce yürüyüp su kuyularından evlerine o çamurlu suları taşımasını hepimizin izlemesi gerek. Reklamlarda tüketim çılgınlığı için yayınlanan çeşit çeşit markaların ürünlerini vereceklerine su sıkıntısı yaşayan ülkelerin görüntüleri yayınlanmalı.

Japonya gibi ülkelerde suyun önemini anlatmak için anaokulundan başlayarak eğitimler veriliyor.

Su bittiği anda paranın hiçbir hükmü olmayacak. Yıllar önce izlediğim su savaşlarını anlatan madmax filminde suyu ele geçiren kötü insanların yüksek bir tepeden su hortumunu açması ve dağın altında bulunan insanların bu suyun bir damlasına bile erişebilmek için birbirlerini ezdikleri geliyor.

Unutmamak gerekir ki Harese, susuz kalan devenin çölde su bulamayınca dikenleri yiyerek ağzını kanatması ve sonunda kendi kanını içmesidir. Eğer susuzluğunu gideremezse kan kaybından ölür.

Çocuklarımız hareseye tutulmuş insanlara dönüşmesinler. Kendi hırslarında boğulmasınlar. Susuzluk varsa ne para iş görür ne de akıl…

Su bittiğinde hayatta susar…