Son Lokomotif

Son Lokomotif

Yükseliş Doğu’ya kayıyor.

Bunu öngörebilmek için kâhin olmaya gerek olmadığı gibi birazcık dünyayı takip etmeniz yeterlidir.

ABD’in, Trump’la birlikte bugün Çin’i kısıtlama etkisizleştirme siyasi stratejisinin arkasındaki asıl neden tamda budur.

Devlet olarak ‘’ geleceğe hükmedebilmenin’’ en etkili yolu konjonktürel koşulları iyi analiz edip, sonuca dair stratejiler geliştirmekten geçer.

Bunun için öncelikle uluslararası gündemi iyi takip edip dünyada neler olup bittiğini görebilmek, kâinat nereye gidiyor sorusuna cevap bulabilmek ve buna dair gerçekleri anlayıp algılayabilmek gerekiyor.

Daha 6 asır öncesine kadar uygarlığın merkezi Doğu’ydu.

Batı, önemli teknolojik gelişimini Doğu’dakini kopyalayarak gerçekleştirdi. Barutu Çin’ den aldı, silahı üretti. Kâğıdı Çin’den aldı matbaayı icat etti. Pusulayı Doğu’dan aldı, gemilerin hareket alanını belirleyen sisteme entegre etti. Hümanizmi Mevlana’dan, Yunus’tan aldı insan hakları evrensel beyannamesini hazırladı.

Asıl, kopyadan nefret etse de her zaman kopyanın ilham kaynağı olmuştur.

Ve gelişmişlik ve teknoloji, hızına yetişemediğimiz zaman içinde zemin değiştiriyor.

Batı, çeyrek asır öncesine kadar dünya gelir kapasitesinin üçte ikisini yönetiyordu. Ancak bugün bu durum neredeyse eşitlenmiş durumda.

Düşünce kuruluşlarının analizlerine göre; durum eğer böyle giderse yakın gelecekte doğunun dünya gelir kapasitesinin 2/3 ü yöneteceği yönünde. Artık yakın zaman sonra dünyanın geleceği Atlantik havzasından Pasifik havzasına evrilme istikametinde.

Binlerce yıl ticarete güzergahlık yapan ipek yolu, Batının reform ve rönesansının ilham kaynağı oldu, doğudaki bu ışık batıya kaydı.

Batı, doğudan aldığı bu taklit araçlarıyla birçok icatlar gerçekleştirdi. Doğuyu sömürdü. Yani doğuya ait araç gereçlerle doğunun bütün kaynaklarını tarumar etti.

Bugün artık devran değişiyor. Doğu kaybettiği itibarını geri alıyor. Güç yeniden batıdan doğuya kayıyor.

Güç batıdan doğuya kayarken dünyanın tam ortasında yer alan Türkiye ise, bu iki medeniyetin cazibe merkezi olmak için gün sayıyor.

Çin, Hindistan, Türkiye; 21.yüzyılın ve yükselen doğunun yıldızları.

ABD ve Avrupa, özellikle ABD teknolojik güç üstünlüğünü muhafaza etmek adına milyonlarla ifade edilebilecek yetişmiş bilim insanına ihtiyaç duyduğunu açıklarken bu şekilde giderse yakın gelecekte bu üstünlüğün ortadan kalkacağı, yerine yakın zamanda Çin sonra Hindistan ve fırsatları iyi kullanabilirse Türkiye gibi ülkelerin alacağı söyleniyor. Çin, daha düne kadar kopyalayarak gerçekleştirdiği teknolojik kazanımlarını bugün gerçeğini üreterek kendini yeniliyor.

Yakın zamanda insan çalışanından fazla robot çalışanı üreteceği, otonom sistemden uzay araçları ve uçan arabalar üretecek pek çok zenginlik alanında çalışacak bilim insanına sahip olduğu konuşuluyor.

Son 70 yılın ikon kuruluşları NATO, IMF ve AB köhne kuruluşlar miadını doldurmayı beklerken geçmişin ‘’ ipek yolu’’ nu ‘’kuşak-yol’’ projesi ile yeniden canlandırmayı planlayan Çin’ den başlayıp Türkiye geçişli Kuşak ve Yol projesi belirginleşmiş durumda.

Tüm bunlar ortada iken, 70 yıldır Batı’nın kapısında batılılaşmak için harcadığımız zamanı Doğu’nun kapısında Doğululaşmak için harcamalı mıyız bunu hesap etmemiz gerekir. Bugüne kadar bir türlü batıdaki doğu olamadık inşallah doğudaki batı olur muyuz bunu algılamamız gerekiyor.

Çocuklarımı ve gençleri fırsat buldukça uyarıyorum. Bulunduğunuz yerde bir farkındalık oluşturmak istiyorsanız mutlaka doğu kültürleri iyi analiz etmeniz İngilizce dışında Çince başta olmak üzere en az 2 dili çok iyi derecede bilmelisiniz ki çok önemli bir yere geldiğinizde uluslararası etkileşim aktivasyonunuzda bilgi ve donanımınız bir karşılık oluştursun.

Belki bazılarınız ‘’ batı demokrasisi ve demokratik değerlerini nasıl bırakırız?’’ diyeceksiniz.

Bugün hala devam eden Gazze ve dün yaşadığımız Srebrenisa katliamları ortada dururken bencil, ikiyüzlü Batının düne kadar yere göğe sığdıramadığımız peşine takılacağımız değerleri kaldı mı ki ‘’ Batı değerler manzumesinden’’ bahsedelim.

Batı, bu günlerde değer kavramları üzerinden yükselttiği varlığını yaşadığı paradokslarla reddederek çöküş aşamasına girerken, doğu kendini yeniden restore ediyor. Hal böyle iken ülke olarak bu restorasyonun dışında kalma lüksümüz olmadığı gibi bu coğrafyada yaklaşık 1000 yıllık varlığımızı perçinleyecek yeniden bir kapasite inşa etmemiz gerekiyor.

Türkiye, yükselen Doğunun son lokomotifinin son vagonuna tutunabilmek için olağanüstü çaba sarf ediyor. Bunu Türk milleti olarak hepimizin idrak edebilmesi ve kolaylaştırması gerekiyor.