12 şehidimizden piyade sözleşmeli Şehit Er Yasin Karaca tim komutanına soruyor: ‘’ Komutanım yolumuz ne yolu?’’ Tim komutanı: ‘’ Şehitlik yolu…’’
Şehit Er Yasin Karaca: ‘’ Helal komutanım. Yolumuz Kızıl Elma’ya kadar devam.’’
Elbette bu bir tortuydu ve tortu dün olduğu gibi bugün de dibine tutmuştu. Bu tortunun elbet nesilden nesile aktarılan destansı bir hikâyesi vardı. Bu tortuyu dün Çanakkale’den, Sevr karşısında verdiğimiz İstiklal mücadelesinden bugün ise 40 yıldır bedeller ödeyerek yürüttüğümüz terörle mücadelemizden anımsıyoruz. Merak ediyorum… Dünyada bir daha dönemeyeceğini bile bile düğüne gider gibi koşa koşa şahadete giden başka bir asker ve ordu var mı acaba?
Nasıl dün Çanakkale’de 57.Alayın tamamı bir daha dönemeyeceklerini bile bile ölüme koştu. Bugün o destansı geçmişin torunları gerek iç gerekse dış cephede aynı inançla şahadete koşuyor.
Tüm bunları düşünerek sözleşmeli er şehit Yasin Karaca’nın sosyal medyadaki bu videosunu gözyaşları içinde onlarca kez izledim. İzlerken vatana çoktan adanmış bir canın KIZIL ELMA yoluna nasıl serildiğine şahit oldum. Şahitliğim şehidin ailesiyle birlikte yaşadığı Tokat’taki iki katlı yıkık dökük evin kerpiç duvarına asılı uğruna canını feda ettiği Türk bayrağı ve şahadetin büyüklüğü o yıkık dökük kerpiç evin asaleti gözyaşlarımı isyana dönüştürdü.
Kırık dökük kerpiç evden şahadete uzanan yolda şehit er Yasin Karaca canını bu vatan uğruna feda ederken DEM(HDP) diye hain terör örgütünün uzantısı partinin grup başkanvekillerine kırmızı plaka tahsisi artık bu milletin kanına dokunuyor. Yetmedi tehdit yüklü meclis konuşmaları bu halkın artık canını yakıyor. Artık bu mizansene bu ülkeye bedel ödeten tiyatro oyununa son vermek bu güruhun meclisteki varlığına son vermek bu milletin ahdini yerine getirmek gerekiyor.
Hadi asit üreten DEM (HDP) denilen bu terör uzantısı partinin fıtratını biliyoruz. Onlar önlerine bir toprak parçası atarlar mı diye bekledikleri uşaklık yaptıkları aparat oldukları efendilerine yapılması gerekenleri yapıyorlar.
Ey CHP siz neyin gereğini yapıyorsunuz? Bir taraftan bu ülkenin kurucu unsuru olduğunu ifade ve iddia ederken diğer yandan bu bölücü parti ile siyasi kirli amaç için olası bir pazarlık masasında el yükseltmeye çalışma çaban CHP’nin kadim kurumsal fıtratına yakışıyor mu?
Dostlar alışverişte görsün tarzında hem şehitlerin yanında görünürüm hem de kirli siyasetime HDP ile devam ederim anlayışıyla ‘’Düğün evinde tefçi, şehit evinde yasçı ‘’ siyaset tarzınızı eğriyi doğruyu idrak edebilen bu halk sanmayın ki iyi analiz edemiyor, sanmayın ki kimin nerede ne için durduğunun farkında değil.
14 ve 28 Mayıs 2023 seçimlerinde de aynı yanılgıya düştünüz. Asit üreten bu bünye bize iyi gelir nefes olur sandınız. Ancak bu zehirli bünye size nefes olmak yerine nefesinizi tıkadı.
Sadece Atatürk’ün partisi olmaktan başka bir karşılığı ifade etmeyen bir parti olmak yerine neden halkın duygularına tercüman olan millete rağmen değil milletten yana duruş gösteren bir parti olma yolunu tercih etmiyorsunuz?
Kraldan fazla kralcı olan içimizde ki bir kısım güruha şunu hatırlatmak isterim.
Bakın ABD’ye bakın Fransa’ya, Almanya’ya İngiltere’ye sözüm ona demokrasi, özgürlük ve insan hakları konusunda iddialı olduğunu ifade ve iddia eden bu ülkelerden hangisi ulusal tehditlerde düşmanlarına müsamaha gösteriyor?
Hangisi içeride siyasi mücadele verirken dış politikada ulusal ve uluslararası diplomaside ülkesini dışa pazarlıyor?
Hangisi ülkesine karşı mücadele yürüten terör örgütlerini meclisinde barındırıyor?
Bunların hiçbirini göremezsiniz bu ülkelerde. Zira bunlar ulusal konularda hiçbir gücü ve terör oluşumlarını tanımaz fırsat vermez.
Geçen günlerde 100 yaşında vefat eden duayen ABD Dış İşleri Bakanı Henry Kissinger’in şu sözü aklıma geldi. Kissinger bir röportajında: ‘’ ABD iki sebeple güçlüdür der. Birincisi ülkesindeki vatan hainlerini bulur ve öldürür. İkincisi ise diğer ülkelerdeki vatan hainlerini bulur ve kullanır.’’ der.
İnsan hakları, özgürlükler ve demokrasi konusunda rüyalar ülkesi olan ABD, ulusal konularda işte bu kadar hassas ve intikamcıdır.
Artık insan hakları, demokrasi ve özgürlük gibi martavalları en azından terör tehditleri karşısında bırakmak tüm siyasi örgütlerin en azından ulusal konularda bütünleşmesi uzantı parti oluşumlarına terör siyasetini dar etmesi gerekiyor. Zira siyasi ve toplumsal ahlak bunu gerektiriyor.
Maalesef 40 yıldır o kadar çok yürek yorgunluğu yaşadık ki… Meğer yürek yorgun düştü mü tükenen gözyaşları kan olarak gözden akarmış…
Şehitlerimizin ruhları şad olsun!
Unutursak, unutturursak yolunuzdan dönersek…
‘’ KANIMIZ KURUSUN! ’’